“ Başkalarının aşkıyla başlıyor hayatımız bakıp başkasının başkayla kurduğu bağlantıya aşka dair diyoruz ilk anı bu olmalı” yaşadığım tüm güzel anlarda bu dizeleri mırıldanırken buluyorum kendimi. biraz değiştirerek “yaşamaya dair ilk anı bu olmalı.” ân öyle bir şey ki alıyor gerçekliği, eğiyor büküyor ve kendisininkini dayatıyor. bir film sahnesine, bir diziye, bir şarkıya çeviriyor. “şu an gerçekten yaşıyorum ve bu unutulmamalı.” sahildeyim. bizimkiler denize indi bense bir ağacın altında oturuyorum. sırtımı kütüğe dayadım. yer geliyor bir kütük bin yastığa bedel oluyor, yemin ederim. rüzgarla öpüşüp koklaşıyoruz biraz, tadı tuzlu ve ıslak. bugün pek kimseler yok etrafta. Allah’ım ne şans, meraklı bakışlardan bir parça uzak kalabilirim. arada denizi izleyerek kitap okuyorum. anna karenina’yı almıştım yanıma aslında, bin romana bedel tek bir roman. roman okumak istemediğim zamanlar içinse “kalanlar” ve “unutuş ve hatırlayış”. ne alaka derseniz ki valize koyarken ben aynen öyle demişt...
bizi aynaların ardından gözetliyorlar pol.*